ANADOLU TÜRKLÜĞÜNÜN KÖKLERİ 1 SAÇIKARALILAR-HAYTALAR
Hayati KUZUCU
Saçıkaralılar ,1555 yılında İçil(İçel ) Liva’sında yazılan Osmanlı Tapu Tahririnde ilk defa adı geçen büyük bir yörük Oymağıdır. Saçıkaralı’lar ile ilgili bu ilk yazılı kayıt ,söz konusu tarihte İçil ‘de ve Orta Çağ Türk tarihinde mühim roller oynayan ünlü Bozdoğanlı Yörük teşekkülü ile beraber yaşayan Hacı Yunuslu’ların bir kolu şeklindedir. Gerçi Karamanoğulları tarihi sayabileceğimiz Şikari Tarihinde 13. , 14.ve 15. yüzyıllar da yaşanan bazı olayları anlatırken , Bozdoğanoğulları’nın atası Bozdoğanoğlu ve Hoca (Hacı) Yunus hakkında bir çok rivayet nakledilmiştir.Ne var ki Bozdoğan içinde yer alan oymaklarla bağlantılı fazla bir bilgi verilmemiştir. Merhum Prof.Dr Faruk Sümer’in Bozdoğanlı’ları Oğuz Iğdır boyundan çıkma kabul etmesi[1] kabul görmemiştir.Çünkü Bozdoğanlıların içinde Oğuz boyu adını taşıyan başka taifelerde görülmektedir[2]. Son zamanlarda bazı yörük dernekleri tarafından bastırılıp dağıtılan çok sayıdaki yazılı materyalde, gerçekle hiçbir ilgisi olmayan uydurma secereler yayınlanmaktadır Maalesef bu secereler, hiçbir tarihi belgeye dayanmayan ,ilim adamlarımızca doğrulanmayan, araştırma ürünü olmaktan çok ; mantık ön kestirimi gibi gözükmektedirler.Misal verecek olursak, tarihçilerce Karakeçililer’in Oğuz Kayı boyundan çıktığı genelde kabul görmüştür.Bu noktadan hareketle derneklerin secerelerinde , adları keçi ile başlayan veya adları içinde keçi geçen tüm aşiretler veya cemaatler Kayı boyu 'nun kolları olarak gösterilmektedir...Söz gelimi Sarıkeçililer'in,Akeçililer'in ve Kızılkeçililer'in Kayı boyundan inme oldukları gibi ifadeleri yer almaktadır.Yine bu tür secereler de Saçıkaralı’larda Kayı boyundan çıkma oymaklar arasında sayılıyor.Diğer yandan sözü dinlenir bir Saçıkaralı da kendilerinin Akkoyunlu ‘lulardan gelme olduklarını ileri sürmektedir[3].Bilindiği üzere Akkoyunlular Oğuzlar’ın Bayındır boyu oymağıdır. Halbuki adı geçen aşiretlerin Kayı bağlantısına dair elde ciddi tek bir belge yoktur.Kısacası Yörüklerle ilgili olarak yayımlanan secereler de biraz daha dikkatli olmak zorunluluğu vardır. Kesin bir kanıya varmak için henüz yeterli araştırma yapılmamıştır.Yapılacak bilimsel araştırmaların zamanla bu hükümleri vermemize büyük kolaylıklar sağlayacağı aşikardır.Şifahi kaynakların zaman içinde yazılı kaynaklardan etkilenerek nasıl yanlış birer kabule dönüştüğünü burada anlatmaya gerek yoktur sanırım.Yörükler hususunda en sağlam bilgi kaynağımız şüphesiz Osmanlı Arşivleridir. Saçıkaralılar ile alakalı en eski kayıt yukarda da vurguladığımız üzere 1555 yılına ait olan Tapu Tahriridir.Bu tahrire göre Saçıkaralı Yörükleri ,Silifke civarlarında yaşıyorlardı,Yaylak ve Kışlakları bu çevrelerdi[4]. Saçıkaralılar’ın tabi oldukları Bozdoğanlı Yörükleri , doğu ve batı olmak üzere daha 14.yüzyılın başlarından itibaren ikiye ayrılmışlardır. Doğu kolu Musul -Urfa arasındaki bölgelerde görünürken , batı kolu Taşeli(Dışil) -İçeli(İçil) yöresinde hayatlarını sürdürmekteydiler. Bozdoğanlılar'ın doğu kolu daha sonraları Karakoyunlu Devleti ve Akkoyunlular içinde önemli roller oynarken batı kolu ise Karamaoğulları’nın müttefikleri olarak her zaman kendinden söz ettirmişlerdir. Bu arada Karamanlılar'a Osmanlılar'la olan mücadelelerinde Bozdoğanlı’lar tabi bu arada Hacı Yunuslu’lar en büyük desteği veren yörük gruplarının içinde yer almışlardır. Bölge Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra Bozdoğanlılar , eski güçlerini yitirdikleri görülüyor.16.yüzyıl başlarından itibaren Bozdoğanlılar içinden çıkan bazı küçük oymaklar ,gittikçe güçlenmeye başlamışlardır. Örneğin Hacı Yunus Hacı Bahaddinler gibi … Bir süre sonrada ana kol Bozdoğanlılar söz konusu güçlenen oymaklar yanında ikinci planda kalmaya başlamışlardır . Güçlenen oymaklara bağlı gruplar da zamanla bağımsız hareket etmeye ve Osmanlı Devleti’nin süreklli çeşitli cephelerde girdiği savaşlar sebebiyle iç düzeni göz ardı etmek zorunda kalması yüzünden otorite boşluğu doğunca,yerlerinden ayrılarak çeşitli sancaklara geçmeye ve gezdikleri sancak halkları üzerinde baskı uygulamaya başlamışlardır.Çok sayıda eşkiyalık olaylarına karışan bu aşiretlerin tedipleri hususunda Sancakbeylerine veya kadılara İstanbul’dan emir üstüne emir çıkmıştır.Saçıkaralılar’da bu tür cezalandırılmaları istenen aşiretlerden birisidir.1630’lardan sonra oldukça kalabalıklaşan Saçıkaralılar eski göç yollarını kullanarak Hamit Sancağı ve Teke Sancağına doğru yayılma yolunu seçtiler.Gittikleri yerlerde şekavetlerde bulunan bu taife ,kışları Teke Sancağında ki bu gün Serik Kazası olarak bilinen bölgede kışlamaya Şarki Karaağaç çevresinde de yazlamaya başlamışlardır.Daha sonraları bu iki sancağın her yanına dağılarak bölge halkın huzursuzluklara sebep olmuşlardır.Osmanlı Devleti artan eşkiyalıkları ve diğer sosyal karışıklıkları göz önüne alarak;1708 yılında bir fermanla başta Saçıkaralı’lar olmak üzere diğer konar göçer aşiretlerin yerleştirilmeleri hususunu ilgililere emretti. Saçı Karalılar,1708 yılında çıkan bu fermanla yerleşik hayata geçmeye zorlanmışlardı. Yerleşim yeri fermanda İçel olarak belirtilmiştir.[5] Günümüz de de Saçıkaralı Yörüklerinin torunları Antalya Serik ilçesi ve kuzey’e doğru olan mıntıkada yerleşik hayata geçmiş vaziyette yaşamaktadırlar.İskan emrinin uygulanması sırasında yerleşik düzene geçmek istemeyen Saçıkaralılar, bulundukları yerlerden kaçarak başka yerlere firar edince , bu sefer daha büyük karışıklıklara sebep olmuşlardır.İskan emrine uymayanların 1713’te Kıbrıs adasına topluca sürülmeleri ve adaya iskanları hususunda yeni bir ferman çıktı [6] Sürgün sırasında cemaat mensupları adaya gitmemek için başka yerlere kaçtılarsa da çoğu sürgün edilmekten kurtulamadı.Bu arada Teke ve Hamiteli civarına intikal eden Saçıkaralı’lar ise 1732 yılında bu sancaklara iskan emirleri verildi[7].Sonuçta söz konusu Saçıkaralı Y örükleri, İçel –Çukurova ,Teke- Hamit Eli(Burdur –Isparta ) Saçıkaralı’ları olmak üzere ikiye ayrıldılar Ancak bu ayrılık kağıt üstünde kaldı.Her zaman iki bölge arasındaki gel gitler eksik olmuyordu.Batı kolu zamanla hareket sahalarını genişleterek Aydın -Nazilli civarına kadar uzanmışlardır[8].Teke Sancağı’nın batısına da intikal eden bir kısım Saçıkaralı, Kumluca ile Finike arasında kışlayıp Elmalı civarındaki yaylaklara çıkıyorlardı.Bunlardan bazılarının Elmalı’ya yerleştikleri veya bu ilçemiz nüfusuna kayıt oldukları görülmektedir[9]. Saçıkaralı mı Hayta mı ? Saçıkaralılar hakkında bilgi veren bazı kaynaklarda ,bu ikilem hep karşımıza çıkmaktadır.Onları tanıyanlar, Saçıkaralılar’ın içinde yaşayan bazı taifelerin Hayta adıyla anıldıklarını ama onların bu adı kullanmayı pek sevmedikleri vurgusu yapılmaktadır.Bu ikili adlandırma daha ziyade Antalya taraflarında sıkça görülmektedir[10].Örneğin yirminci yüzyıl başlarında ve sonralarında Antalya Serik yöresinde yaşayan yörükler arasında hem Saçıkaralılar hemde Haytalardan söz edilmektedir[11].Serik Haytalarının kendilerini Saçıkaralı olarak tanıttıklarını Macit Selekler kaydetmektedir[12].Selekler’den Haytalar’ın 1-Gedikliler2-Hacı Aliler3-Küçüklü 4-Karacaklı 5-Hacı Süleymanlı adlarıyla bölükleri olduğunu öğreniyoruz. Bu konu da Saçıkaralıların Osmaniye de yaşayan köklü ve önde gelen ailelerin geleneksel anlatımında ki Hayta bölünmesi hususuna bakarsak : Osmanlı Devleti bir savaş sebebiyle Saçıkaralı aşiretine bir ferman gönderrek yerine getirmesini istediği bazı emirler verir. O zamanki bey ailesi bunu ret eder ve Osmanlıyla çatışmaya girer. Bu olay üzerine aşiret arasına ikilik çıkar. Bey ailesi ana kitleden ayrılır .Zamanla bu ayrılan kesim, Hayta adıyla anılır olur . Saçıkara ise asıl gövdenin ismi olmaya devam eder( Kaynak kişi ;Osmaniye Saçıkaralılarından Hasan Saçıkaralı) Öte yandan İlk baskısı 1932 yılında yayınlanan Ali Rıza Yalman ’ın “Cenup’ta Türkmen Oymakları eserinde, Osmaniye de rastladığı Haytalar’ı, kendi başlıkları altında ele alınmış veya isimlendirilmişler asla Saçıkaralı olarak belirtilmemişlerdir.Üstelik Haytalar Tencili Yörükleri içinde Haytalı obası olarak anılmaktadırlar.Ayrıca Haytalar ,Maraş,İçel,Çukurova Yörükleri arasında sayılmışlardır[13].Tencilli obaları :1-Karabacak 2-Süzenli 3-Başıbüyüklü 4-Kestelli 5-Menekarı 6-Hamzalar (Şorevi) 7-İslameli 8-Haytalı Selekleri’in listesinde 4.sırada bulunan Karacaklı ile Yalman’ın listesindeki 1.sıradaki Karabacaklı benzerliği dikkat çekicidir. 1941 yılında Antropolog Kemal Güngör,Anadolu Türklüğü üzerinde yapmış olduğu araştırmalarda Saçıkaralılar’ı da incelemiştir[14]. 1945 yıllarına doğru Aydın ve kazalarında Hayta adında oldukça kalabalık bir aşiret halinde idiler [15] Burada sözü edilen Haytalılar Saçıkaralı olarak anılmamaktadırlar.Yukarda Nazilli çevresinde Saçıkaralılar’ın isimleri nin geçtiğini hatırlayalım. Batı Akdeniz ‘de yaşayanların Saçıkaralı adının yanında Hayta adıylada tanınmalarının bizce sebebi:Tarihi gelişim içinde Saçıkaralılar’ın içine sonradan karışan bazı Haytalar’ın[16], geçmişlerinde çok sayıda eşkiyalık hareketine karışmaları yüzünden sahip oldukları pek hoş olmayan hatıralar dolayısıyla kendilerini saklamak lüzumunu hissetmelerinden ileri gelmektedir [17].Örneğin Burdur Çavdır ilçesi Kozağacı Köyüne yerleşen Haytalar hep Hayta olarak bilinirler ve anılırlar Yine Burdur Merkez Ovacık Köyüne yerleşen Haytalarda kendilerini Hayta olarak tanıtırlar.Burdur Soğanlı köyün de yine Burdur Çeltikçi deki Hayta Yörükleri kendilerini Hayta olarak tanımlamaları hep olagelmiştir.Konya Kadınhanı Saçıkaralı Köyünde yaşayanlar gördüğümüz kadarıyla Hayta adını bilmemektedirler.Saçıkaralı olarak bilinmektedir. Anlaşılan büyük bir Yörük oymağı olan Saçıkaralılar içine Haytalar sonradan girmişler ve uzun süre beraber yaşadıklarından ikili şekilde anılır olmuşlardır. Birbirlerine karışmadan yaşayan Batı Bölgelerindeki ve Doğu Akdeniz’deki Yörükler kendine mahsus adlarıyla bilinmektedirler. Nitekim zamanımızdan altmış yetmiş yıl öncelerine kadar Teke Bölgesinde, Kumluca –Finike taraflarında kışlayıp Kızıcadağ yaylalarında yazlayan Saçıkaralılar ve Haytalar ayrı obalar halinde kendi isimleri ile bilinirler[18] Hicri 1149 Miladi 1728 tarihinde “Anadolu canibinde bulunan ve Anadolu Yörükanı’nın mevcudunu tahriren” tutulan MAD 9512 numaralı defterde gerek Hamiteli’nde ve gerekse Kütahya Livasında bulunan Saçıkaralı cemaatleri mal varlıkları ile birlikte açıklanmaktadır[19]. Hicri 1273 (1856 ) yılında Hamit Sancağında yaşayan Saçıkaralı’ların konar göçer gezen bir kısım taifesinin Denizli Burdur Sancaklarına malları satılarak iskanları kararı alınmıştır[20]. 1289 Hicri Konya Vilayet Salnamesinde Hamit Sancağının en büyük aşiretleri olarak Saçıkaralı Aşireti olduğunu okuyoruz[21]. Osmanlı Devleti Arşiv belgelerine dayanılarak merhum Cevdet Türkay tarafından hazırlanmış ve artık klasik bir başvuru kitabı haline gelmiş” Osmalı İmparatorluğu’nda Oymak ,Aşiret ve Cemaatlar” adlı eserinde Saçıkara-Saçıkaralı -Saçıkaralılar bölümünde şu açıklmalar vardır. Yerleşim Yeri:İshaklı Kazası –Kozan-Hamiteli-İçel-Teke-Alaiye-Adana-Sis-Aydın-Saruhan-Tarsus-Beğşehri-Akşehir-Manavgat-Duşenbe(Alaiye)-Anamur-Kıbrıs Ceziresi(Adası)-Uşak –Denizli-İlisuluk ve Çoruh Karyeleri(İçel)-Selendi[22] . Söz konusu eser de Hayta ismi hiç geçmemektedir.Ayrıca Saçıkaralıların Önce Aydın’a iskan edildikleri, sonra İçel’e iskan edildikleri bilahere Kıbrıs adasına sürgün edildikleri belirtilmektedir.Kıbrıs sürgünü bildiğimiz kadarıyla birkaç kere vukuu bulmuştur.İlk sürgün Hicri 1080 ‘ Miladi 1630’dur. Sonuç olarak Saçıkaralı Yörükleri , Anadolu da ki Türklük çınarının önemli köklerinden biridir.Ayrıca Kıbrıs Türklüğüne de harç olmuşlardır.İçel-Adana-Kahraman Maraş-Konya – Antalya -Isparta taraflarında Saçıkaralı –Burdur –Denizli-Muğla( Hayta:Fethiye ortaköy -İnlice)-Aydın( Hayta:Yenice-Karacasu -Çine) –Manisa-Hatay-Afyonkarahisar-Amasya –Tokat civarlarında Hayta adıyla yurdumuzun büyük bir bölümünün nüfusunda pay sahibidirler. 19.02.2009 [1] Prof.Dr.Faruk SÜMER, Oğuzlar .İstanbul.Sayfa,260 [2] Alpaslan Demir, Bozdoğan Teşekküllerinin Tarihi Gelişimi.Anadolu’da ve Rumeli’de Yörükler ve Türkmenler Sempozyumu Bildiriler .Ankara -2000.Sayfa 112 [3] Oğuz Aktan ,Antalya Çevresinde Konar Göçer Asabiyeti.Birinci Akdeniz YöresiTürk Toplulukları Sosyokültürel Yapısı (Yörükler) Sempozyumu Bildirisi.Ankara -1996.Sayfa 15-16 [4] Şenol ÇELİK,XVI.Yüzyılda İçel Yörükleri Hakkında Bazı Değerlendirmeler.Anadolu’da ve Rumeli’de Yörükler ve Türkmenler Sempozyumu Bildiriler .Ankara -2000.Sayfa 99 [5] Prof.Dr.Yusuf Halaçoğlu;XVII.Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun İskan Siyaseti ve Aşiretlerin İskanı.Ankara -2000.Sayfa 84 [6] Y.Halaçoğlu .a.g.e.Sayfa 113 [7] Y.Halaçoğlu .a.g.e Sayfa 129 [8] Faruk Sümer ,a,g.e Sayfa 352 [9] Musa Seyirci Akdeniz Yörükleri.İstanbul 2000.Sayfa 50 [10] Macit Selekler ,Yarım Asrın Arkasından ,İstanbul 1960.Sayfa 341-342. [11] Muhammet Güçlü, “XX.Yüzyılın Başlarında Serik”, Türk Kültürü Dergisi,s.391,1995.Sayfa 48 [12] Macit Selekeler .a.g.e141-142 [13] Ali Rıza Yalman,Cenup’ta Türkmen Oymakları.Ankara –1977. Cilt 1.Sayfa 409-510-511-512. [14] Geniş Bilgi için bakınız Kemal Güngör, Cenubi Anadolu Yörüklerinin Etno-Antropolojik Tetkiki, Ankara, 1941.Hoş bu eser ,zamanımızın “Anadolu Milleti “ ortaya çıkarma yeminlisi Sorosgiller Familyasının kiralık kalemlerince sürekli tenkit edilmektedir. Bu furya bu çevre zevatının alacakları paraya göre artıp yada eksilmekle birlikte halen bütün şiddetiyle devam edip gitmektedir.Çünkü eser ,Cumhuriyet Türkiyesi’nin “Milli Kimlik” politikasını etkileyen önemli sonuçları içermekte olduğundan hep hedefte durmaktadır. [15] Hikmet Şölen .Aydın İli ve Yörükleri .Aydın -1945.Sayfa 10-11.Hikmet Şölen 1945 ‘e doğru yaptığı araştırmalarda Saçıkaralı’rın bir kolu sayılan Haytalar’ın Aydın’ın en kalabalık aşiretlerinden saymaktadır. Şölen bir çok yerde görülen Saçıkaralı –Hayta ikilemini belirtmemekte anlaşılan bu ikilem Aydın civarında yapılmamaktadır. [16] Nitekim XVI. Yüzyıl Halep Türkmenleri içinde yer alan Dulkadirli Türkmenlerinin bir oymağı olan Anamaslı namı diğer Karacalı boyları arasında Kara Haytalı bölüğü bulunmaktaydı.Anlaşılan Haytalılardan bir kesim Saçı karalılar’ın içine girerek Batı Akdeniz Bölgesine intikal etmişti.Faruk Sümer ,a.g.e.Sayfa 144 [17] Burada bütün Haytalar’ın böyle bir duyguya sahip olduklarını zannetnek doğru değildir.Daha çok eski devirlerde bazı obalardan böyle serüvenleri olanlar için bu söz konusudur Yoksa genelleme yapmak doğru değildir.Hatta böyle bir tepkinin bence sadece M.Selekler’in tespiti olarak Serik çevresinde tezahür ettiği sezilmektedir. [18] Musa Seyirci ,a.g.e .Sayfa 50-51 [19] Başbakanlık Osmanlı Arşivi(BOA) MAD 9512 .Sayfa 86,96,97. [20] BOA.A.MKT.MVL.123/48 [21] 1289 Konya Vilayet Salnamesi .Sayfa 94 (Defeaten baskı .Eski Harflerle) [22] Cevdet Türkay, Osmalı İmparatorluğu’nda Oymak ,Aşiret ve Cemaatlar.İstanbul-1979.Sayfa 638
http://burdurtarihi.com
|